nasıl ve neden diye yormak
kalbi ve beyni,
o kadar anlamsız ki.
sanki gerçeği değiştirebilecekmiş gibi
sorgulamak
o kadar yersiz ki.
--------------------------
sözel ve fiziksel gerçekler
arasındaki farklı farkındalık
kibir yaratır.
--------------------------
gel - git
oldu
kal - git
yorgun ve güçsüz
istekli ama halsiz
--------------------------
kararımı kararsızlıktan verdim.
yalnız yanlış.
yanlış yalnız.
çok koyuyor.
inan bana.
---------------------------
elin içinde bir karınca
çırpınıp duruyor
aş için;
yanılgısı aşk için.
---------------------------
yapılan hatalar
itinayla "hafiyelikle"
kapatılır. başvuru için
uzak durmak yeter.
---------------------------
yalan
alan
lan
an
bağlı hepsi birbirine dallı budaklı.
----------------------------
eksiklik, sebepsizlik, duygusuzluk
ve boşluk. alanın gereksizliği,
mekanın hissizliği. görüntünün
bulanıklığı. ve kalp atışları.
-----------------------------
Son olarak Vodafone reklamından alıntı:
Saniyenin onda biri hayatınızı değiştirebilir.
27 Mart 2009 Cuma
24 Mart 2009 Salı
Tanı(tı)m
İzmir Günlüğü
*Pegasus ile yol-cu-luk
"yağmur gösterdi kendini,
rüzgar döndü yüzünü."
* "Dinlenmece eğlenmece, şaşırmaca sabretmece"
* Bugün tanıtım için gittiğim x okulunda kadın öğretmenler odası yapılmıştı ayrı. kız ve erkek öğrenciler hiç bir şekilde yan yana oturmuyorlardı. Kız öğrencilerin eteği ayak bileklerine kadar uzanıyordu.
-Arkası yarın-
*Pegasus ile yol-cu-luk
"yağmur gösterdi kendini,
rüzgar döndü yüzünü."
* "Dinlenmece eğlenmece, şaşırmaca sabretmece"
* Bugün tanıtım için gittiğim x okulunda kadın öğretmenler odası yapılmıştı ayrı. kız ve erkek öğrenciler hiç bir şekilde yan yana oturmuyorlardı. Kız öğrencilerin eteği ayak bileklerine kadar uzanıyordu.
-Arkası yarın-
16 Mart 2009 Pazartesi
12 Mart 2009 Perşembe
Hola
Bir şarkı tutturdum
6 Mart 2009 Cuma
Teneke Kız
Hikmet
içimden geldiği gibi
içinden geldiği gibi
ama
içimizden gelmediği gibi
sanki
hevesimiz varmış gibi
sanki
hiç yaşanmadı gibi
sanki
hiç var olmadık gibi
sanki
yoksayar gibi
sanki
hiç sevmemiş gibi
sanki hiç dokunmamış gibi
sanki
önemi artık varmış gibi
...
ne yaşattıklarının
ne de hissettirdiklerinin
hiç de önemi yokmuş gibi
bir "hiç" gibi
olacağım, davranacağım.
bana verdiği bu hediyeyi de
çok uzun süre kullanacağım ve
saklayacağım.
...
bana verilen hediye,
ne kadar insancıl olmasa da,
başkalarına zarar da verse,
hediye ya,
kullanmak zorundayım
hissi verdiğinden
hayatımdaki herkesten
özür dilerim.
elimden geleni yapmaya
çabalıyorum,
deniyorum,
sendeliyorum,
yoruluyorum,
vazgeçmeye zorlanıyorum,
ölesiye korkuyorum.
üşüyorum, titriyorum.
dediğim gibi,
kırmak da istemiyorum,
kırılmak da.
içinden geldiği gibi
ama
içimizden gelmediği gibi
sanki
hevesimiz varmış gibi
sanki
hiç yaşanmadı gibi
sanki
hiç var olmadık gibi
sanki
yoksayar gibi
sanki
hiç sevmemiş gibi
sanki hiç dokunmamış gibi
sanki
önemi artık varmış gibi
...
ne yaşattıklarının
ne de hissettirdiklerinin
hiç de önemi yokmuş gibi
bir "hiç" gibi
olacağım, davranacağım.
bana verdiği bu hediyeyi de
çok uzun süre kullanacağım ve
saklayacağım.
...
bana verilen hediye,
ne kadar insancıl olmasa da,
başkalarına zarar da verse,
hediye ya,
kullanmak zorundayım
hissi verdiğinden
hayatımdaki herkesten
özür dilerim.
elimden geleni yapmaya
çabalıyorum,
deniyorum,
sendeliyorum,
yoruluyorum,
vazgeçmeye zorlanıyorum,
ölesiye korkuyorum.
üşüyorum, titriyorum.
dediğim gibi,
kırmak da istemiyorum,
kırılmak da.
İstek
Uyumak istiyorum. Doyasıya. Sanki hiç uyumamış gibi. Pamuk prensesin yattığı uyku gibi. Ama beklemiyorum uyandırılmayı. Bi uyuyayım, bi aydınlanayım. Sonra uyanırım. Ama önce uyuyabilmem lazım. O gücü bulabilmem lazım. Zor işte keyfi kaderin izinde yürütmek, zor. Ama imkansız değil.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)