28 Şubat 2010 Pazar

hal bu iken

Zaman ne çabuk geçiyor değil mi?
Ürkütüyor hepimizi.
Akrepten kaçarken,
Yelkovan kovalıyor seni.

14 Şubat 2010 Pazar

sahi ya.

beyaz tavşanı neden takip edemedin de
neydi seni tutan o sarı tuğlalı yoldan yürütmeyen?
sahne senin,
ne olursa olsun
oyun provasız dahi olsa da
gösteri devam etmeli.

5 Şubat 2010 Cuma

Yaz Boz

Sophie ya işte, oyunun içinde. Hayatın değil, kurmacanın daha kesin olmayan sonunda. Düşünmekten vazgeçti zaten, sorgulamadan yaşamayı öğrenmişti oysa ki ama işte yine de bir umut dedi belki bu sefer dedi güvenebilirim dedi. Kırılmaktan yorulmayan kalbi, istemeden başkalarını da kırdı. Fark etti ama elinden bir şey gelmiyordu ki. Çirkin bir şey bu: oyunu kurallarına göre oynamak. İnsan istiyorsa, hissediyorsa, içindeyse, tarif edemiyorsa; var olmalı. Her oyunun kuralı olması şart mı sanki, yeniden yazsak oynasak, değiştirsek silsek, karalasak...

Sophie ya işte, oyunun içinde.

Oyunbozan veya mızıkçılara yer yok onun sahnesinde.