26 Eylül 2011 Pazartesi

s.o.s.


hüzün bahçelerinden topladığın her bir elmas,
karardı şimdi değer biçemiyorlar.
zamanmış meğer
zora koşan senmişsin.

"nasılsın"
veda.

"iyidir, ya sen"
boş bir seda.

için yine dışarı kaçtı rutin.


***

kedim depresyonda. büyük bir özlem çekiyor ve malesef özlemini durdurabilecek durumda değilim. onu bir tülü mutlu edemiyorum. 7 yaşında anneanne olmuş bir kedi nasıl mutlu edilir, depresyondan çıkarılır?

28 Ağustos 2011 Pazar

abc

ne kadar çabuk unutulur
ve silinir kara tahtalar
üzerinde hala tebeşirin
kokusu, tadı damağında
yine sahte ateşlenmelerin
sadece bir el hareketi ile
yok olan harfler ile
öğrendim okuma yazmayı işte

6 Ağustos 2011 Cumartesi

düz

en derin
ergin ve erk
yaratılış,
sana sahip
iken kör ve sağır
okurken ve dinlerken
çok uzaktan
sadece seyre dalıyor.
ürküyor ve küfrediyor.
tüm bedeni seni arzularken
dinen lambalarını yakıyor
dur diyen çıkmaz sokak.

1 Ağustos 2011 Pazartesi

such a klişe.

Bugün değişik bir yol denedim ben. Her zaman gittiğim yerden geçmedim; farklı olsun bu gün. Kendi içimde düzeni ezip geçmek istedim, değişiklik istedim. Fark ettim; çünkü o yanımda yoktu artık. Yoktu ya, ben daha farklı var olmalıydım. Var oluşumu kendime kanıtlamalıydım.
(...)
Akan damlalar karnımın altından süzülüyor tahrik edercesine. Tek tek hissediyorum çırılçıplak küvetin içinde tepemden akan her bir su damlasını. Düşündükçe kafamı kurcalayan şeyler daha da yankılanıyor zihnimde. “Sen beni yok ediyorsun!”. Çığlıklar dört duvar arasında sığlaşıyor. Su daha da hızlı akıyor. Aktıkça taş gibi hissediyorum, su ağırlaşıyor, bedenim ufaldıkça ufalıyor. Yok oluyorum sanki. Onu yok ettiğim düşüncesi beni küçültüyor, sanki su deliğinden akıp gidecekmişim gibi.

---

Sorarlar insana “Hayatındaki en büyük acı nedir?”. Acıyı yaşamak insanı olgunlaştırır. Doğum anındaki acı ebeveyn yapar seni.

28 Temmuz 2011 Perşembe

sahi.

evet,
terzi kendi söküğünü dikemiyor.
oldukça ironik ama.
işim insan,
anlaşamadığım bir insan.
ya da anlaşmış olduğumu sandığım.
veya anlaştığım.
bilemiyorum.

kelimeler her ne kadar uçuşsa da,
yazı kalıyor sadece.
zaten yazdıklarını da sildiğinde geriye bir tek sen kalıyorsun.

bu kafalar karışık ağabey,
en yakın yerde inmek bile istemiyoruz biz.
aslında biz buradan hiç çıkmak istemiyoruz.
mümkünse bu sürüncemede kalalım hep.

olay,
olayın altında yatan gerçek sebep.

harcandım
harcandın
harcandık

biten ojeye aseton dökme zamanı mı şimdi?

20 Temmuz 2011 Çarşamba

from Dogville

lt was if the light, previously
so merciful and faint
finally to cover up
for the town any longer
Suddenly you could
no longer imagine
a berry that would appear one day
on a gooseberry bush
but only see the thorn
that was there right now
The light now penetrated every
unevenness and flaw in the buildings...
and
in... the people!
And all of a sudden she knew
the answer to her question all to well
lf she had acted like them
she could not have defended
a single one of her actions
and could not have condemned
them harshly enough
lt was as if her sorrow and pain
finally assumed their rightful place
No
What they had done
was not good enough
And if one had the power
to put it to rights,
it was one's duty to do so
for the sake of the other towns
For the sake of humanity
And not least
for the sake of the human being
that was Grace herself
lf l went back and
became your daughter again
when would l be given the power
you're talking about?
- Now?
- At once
Why not?
So that would mean that
l'd also take on the immediate
responsibilities at once
l'd be a part
in the problem solving...
Like the problem...
of Dogville
We can start by
shooting a dog
and nailing it to a wall
Over there
beneath that lamp, for example
Well, it might help
lt sometimes does
lt would only make
the town more frightened,
but hardly make it a better place
And it could happen again
Somebody happening by
revealing...
...their frailty
That's what l wanna use the power for
if you don't mind
l wanna make this world
a little better
Yeah
That damn kid won't shut up
Says he wants to talk to you, Miss
Can we just shoot him now?
No, no, no
let me talk to him
What?
What is it?
A man can't really be blamed
for being scared now, can he?
No, that's true
No, l'm scared, Grace
l used you, and l'm sorry
l am stupid, l am
Maybe even arrogant sometimes
You are, Tom
Although using people
is not very charming
l think you have to agree
that this
specific illustration
has surpassed all expectations
lt says so much about being human
lt's been painful
But l think you also have to agree
it has been edifying
- Wouldn't you say?
- Not now, Tom
Not now
lf there is any town this world would be
better without, this is it
Yes?
Shoot them
and burn down the town
What?
Something else, honey?
There is a family with kids...
Do the kids first
and make the mother watch
Tell her you will stop
if she can hold back her tears
l owe her that
l'm afraid she cries
a little too easily
We've better get you out of here
l'm afraid, you've learned
far too much already
Are you cold, Sweetie
Do you need a wrap?
l'm fine
You want the curtains opened?
You don't need them anymore
What do you think?
l think we should open them
l think it's appropriate

18 Temmuz 2011 Pazartesi

dorothy & alice ikilemi

Alice bu sefer o şurupların tadına bakmadı.
Alice elindeki düğümü çözmeye çalıştı sadece.
Beyaz tavşanı bile takip etmedi, saat umruna bile değildi.

Dorothy bir kez bile kırmızı ayakkabılarını tokuşturmadı.
Sarı tuğlalı yolu seçmedi.
Sadece saçının örgüsünü açmak ile uğraştı.

Bu sefer herkes farklı bir yolu denedi.
Bu sefer, herkes sadece gerçek olanı diledi.

O yüzden zaten konuşan bir tavşan ve kalbi saman dolu teneke adam var.
Sırf bu yüzden gerçeğimiz rüyakar, riyakar.

Pop-lin



Sun day sky'a geliniz, pop-lin'e uğramadan gitmeyiniz!

sun? uyanmak
day? uzanmak
sky? hamakta sallanmak
sen? pop-lin; yatakta yaşamaktan keyif almak

Poplin facebook
Poplin tumblr
Poplin sun.day.sky
satın almak için etsy adresi
Linktir, tıklayınız!

13 Temmuz 2011 Çarşamba

epic fail

Sanki daha dün gibi olan çocukluğun,
İçinden çıkıverdi bir gün.
Elin ayağına dolaştı da,
Sen yenildin yine ip atlama yarışında.

7 Temmuz 2011 Perşembe

Her nota, her yeni bir adım

Arkada Bülent Ortaçgil & Teoman düeti "Sensiz olmaz" çalıyor. Zihin iyice bulanıyor ama bir yandan da toparlıyor. Hazmetmeye çalışıyor. Günümüzde artık Facebook'tan silmek demek hayatından da silmek demek çünkü. Fotoğrafları da siliyorsun ya bir de üstüne, sanki zihninde kazılı değil o anılar. Ağlıyorsun, bir bakıyorsun geçiyor. Acı değil geçen sadece sinir krizin oluyor. İlk miydi? Hayır. Son olacak mı? Tanrı büyük biz küçük. Sabır taşı sanardım kendimi. Alakası bile yokmuş, sesini duyuramamak kadar korkunç bir şey olamaz.

Alışacağım veya vazgeçeceğim.

Unutmadan; ılımlı, olumlu, irfan dolu da olmak lazım.

(Linkler birer şarkı.)

5 Temmuz 2011 Salı

covering the future

Fırlattığı şarap kadehinin parçaları
Her yerimde saplı şimdi.
Hareket etmedikçe sorun yok, batmıyor.

Kırık dökük hayatımda,
Onunla düzeltebildiğim onca şey varken,
Yine bir yıkım daha.
Ver/yansın.

----

Tuz ve buzun hikayesi bu.
Ne kadar ve nerede.
Keyfi kaderin izinde yürütmekmiş Sophie Hanım.
Vay bravo.
Mazoşistliğin de bir sınırı olmalı.

----
http://youtu.be/oHO6pbjQ9ec
----

bilmiyor ki, "yok olduğum kadar varım"
her yerde çünkü, izler her yerde.
her atılacak adıma bulaşmış.
her kokuya sinmiş.
her gözün baktığı yere sıçramış.
akıyor her yerden damla damla,
sağında solunda her bedenin santimetrekaresinde.

farkında değil ki, "uzaklaştırdıkça daha da yakınım"
alınan her nefeste,
her sigaradan çıkan dumanda,
her yüzünü ovuşturduğunda,
her gülen ve asık suratta...

----

27 Haziran 2011 Pazartesi

whatever?!

uyandın.

uyudun.

kapalı gözlerin, göremezsin.

göremeyeceksin ya,

ben hep hayallerimin peşinde.

onlar düş.

düş.

düş hepsini.

yok et.

ben sadece

sadece

işte.


olmadı.

sen varsın.

varsın.

var.

yok.

sonsuz bir döngü bu.
kurtulabilir misin?

ne zaman var olacaksın?

yoklar?

yoklar?

olamayacaklar!

yoklar!

yoklar!

boş, bomboş.

tek başınasın.

sen tek başınasın!

tüm yol...

12 Haziran 2011 Pazar

bşbknm

Sanmak değil,
Gerçekleştirmek lazım.
"Hayal" dediğimiz her şey gerçekleşti sayın bşbknm.

Biz sadece hayal dedik,
Sen gerçek kıldın,
Olamaz dedik,
Sen yaptın bşbknm.

Her koyun kendi bacağından asılırdı hani dedik,
Sen koca bir sürüyü tek iple bağladın sayın bşbknm.

Şifreli yayını gerçek kıldın sayın bşbknm.

Ülkemde ne mücadelerle var olmuşken,
Artık azınlığım sayın bşbknm.

Her 2 kişiden birisin sen sayın bşbknm.

Haddimi de, yerimi de bilirim ben.
Durmam gerektiği yeri de.
Yetmez ama yettirdin be sayın bşbknm.

29 Mayıs 2011 Pazar

a shit happens

böyle hani kekremsi
bir tat gelir önce ağzına,
sonra için burkulur.
tam ağzını açacakken de
susarsın,
düğümlenir
mide asidi ile yok olur
tüm kelimeler boğazında.
içine atmak da istemezsin
ama kalır o derin bir yerde.

devam edersin de susarsın işte.
unutursun bir müddet sonra.
sonra aklına gelir bir gün.
tebessüm eder,
yine susar,
yine devam edersin hayatına...

15 Mayıs 2011 Pazar

hey ho let's go!

Herkes oradaydı.
Bir sen yoktun be canım!
Bir sen yoktun gözlerini süzerek gelen.

Tenin canıma yapıştı ya,
Bulamadık onu sökecek zımbırtıyı.
O yüzden zaten hep beraberiz,
O yüzden zaten benim(le)sin.

Konuşuyorum da konuşuyorum.
Dinlemiyorsun da dinlemiyorsun.
Olsun, benim(le)sin.

Gurur duyuyorum seninle moruk.
İftihar ediyorum.


Keyf-i hüsran

Sahi p
Ahir ömrümde görmedim
Ziyan edilen böyle zamanı
Bir kere dedin de hep
Bu muydu düş lediğin

kalkıp gitme zamanı şimdi. ama sen hala inat ediyorsun. kalbinle savaşıyorsun. bu sefer neden yapamıyorsun?

29 Nisan 2011 Cuma

mantık

bir ara geliyorlardı,
şimdi gidiyorlar.
ama hep gidiyorlar.
bir oturmak bile yok!
dinlenmek için bir handa durmak bile yok.

---

korkuyorum,
bir gün doğru kararı verebileceğim.
ama o gün ya son günüm olursa?

---

we have a winner! we have a winner!
winner has a talent! winner has a talent!
let's impose, use, destroy him!

3 Nisan 2011 Pazar

d/üzen

defterin bomboş

sen hep boş bir sayfa aç.

ama hatırlatacaklar sana;

özgürlük kimin için?

hayatın senin (mi).



kapatıp açma işte.

okudun bitti.

yine okuma,

bana maval okuma.



ahlakmış!

o senin ahlakın.

onu zaten sen yarattın!



bu dünya benim (mi).

severek boşandık biz.

severek öldürdük biz.

severek yaraladık.



acı, hep acı.



sen yine haydi bir sayfa daha aç.

aç.