1 Kasım 2010 Pazartesi

3.

İnsan, eninde sonunda,

ancak kendi kurdunu besler.



İnsanlar, 'yaşam' dedikleri belirsiz şeyin sonunda duran karanlık çukurdan ve tenlerine şimdiden girer gibi gördükleri kurtlardan niye ürküyorlar ki (tabii, bunları akıllarına getirme yürekliliğini gösterebildikleri ender anlarda) - aslında, bütün yaşadıkları, o sonu 'iple çeken', daha gerçekleşmeden, 'simgesel' olarak gerçek kılan şeyler:

kurtlar onları daha yemeye başlamadan önce başlıyor,

onların kurtlarca yenilmeleri...

İnsanlar, ölümlerinden sonra kendilerini yiyecek

kurtları,yaşamları boyu

kendileri hazırlarlar.



İnsan, kurdunu hak eder.

İnsanı yiyen,

hakkını kendisinin hazırladığı kurttur.



İnsan, "birbirinin kurdu" değil,

kendi kendinin kurdudur - "insan insanın" değil,

insan kendinin kurdu...




(Bu kurt da, tüylü, azman, keskin dişli, hırıltılı "lupus" değil, kaygan, ufak, kemirgen çeneli, sessiz, kıpır kıpır solucandır.)





ARUOBA, Oruç, "de ki işte", metis yayınları, sayfa: 19