30 Ekim 2008 Perşembe

Orada değilim artık!

Yaşam benim olmadığım bir yere akıyor. Taktığım maskeler yüzümü sıkıyor artık. Canım çok acıyor.. Evet, basamaklar.. Çıktıkça bir uçurumun dibine ineceğim duygusu veren. Düşme korkusu.. Onu görmeliydim! Beni bıraktı. Kendimi bıraktım. Kapıyı çaldım. Kaçtım. Gözümün önündekiler.. Işıkla kararıyor. Varış noktası olmayan bir yolda yürüdükçe yürüyor, bekledikçe bekliyorum. Geldikçe uzaklaşıyor. Uzaklaşıyorum. Kaçmalıyım. Peşimdekilerden.. Peşinde olduklarımdan.. Korkuyorum. Buradaki beni bırakıp, başka yerdeki bana kaçmalıyım. Zaman bu kadar işte.. Koştuğum an kadar. "Peşime" düştüğüm an kadar.. Yaşam, şu anın dışında değil. Şu an sonsuzluktan farklı değil. Sozsuzluğun renginde kendimi görüyüorum. Artık "Şu anı" yaşıyorum. "Şu an" yaşıyorum.

*Tamimiyle alıntı, yıllar önce yaklaşık 4 sene önce bir dergide görüp Dadlım'la alıntılamıştık bu yazıyı defterlerimize.

21 Ekim 2008 Salı

ha ha aa papatyaa

Şimdi o günlere dönüp baktığımda hala aklımda o papatyalar...
Ah nerede o eski zamanlar!
Nerede o çılgınlıklarım!
Seviyorum sevmesine de bilemiyorum sadece bazen ne yapacağımı.
Kararsızlığım öldürüyor beni.
Hatta beni benden alıyor.
Buna ufacık minnacık maymun iştahımı da eklersek eyvah ki ne eyvah!
Memnuniyetsizlik mi deseeem, keyifsizlik mi desem yoksa tatminsizlik mi bilemiyorum.
Ama aklımda olan tek şey tutku!
Tutku öyle hoş öyle elde tutulmaz bir şey ki, ipini tutamadığın zaman gerçekten bulamıyorsun.
O yüzden sıkı sıkıya ümitle tutmak lazım onu.
Kaybetmemek için, gerekirse elin de kanasın ama bırakma.
Anlatmak da sanki derdime çare olmuyor, zaten ne anlatacağımı da bilmiyorum ya.
Sıkılıyorum zaman zaman.
Şöyle bi boşverip 110'a binesim var bir daha dönmemek üzere.
Yok yani döneceğim ama sanki hiç dönmeyecekmişim gibi gidesim var sadece.
Hiç işte dertsizlik mi dert yaratıyor, yoksa çok dert mi kafamı bulandırıyor kararsızım.
Sadece papatyacıklar var işte. :)

15 Ekim 2008 Çarşamba

Nokta asla Virgülün İşine Karışmaz.

*Ördek suda çırpınır,
Avcı kıyıda bekler,
Tilki/ kurt onları izler,
Ben de camdan bakarım.

*Çirkinlik senin içinde saklı olan nefret gibidir. Bir anda ortaya çıkar ve zaman fayda etmez.

*O hala orada,
çünkü ben gelmedim aklına.
Testinin tınısı yayıldı odaya o anda,
Beynimi sarstı ama aklım yerine geldi.

*Unutkanlığın en acı tarafı sevdiğini bile unutmaktır.

*Düşlerde gördüklerim
Bilincimin dışında olsa da
İçerden bakıldığında
Hayallerim aslında.

*Sakın pişman olma, keşke ol.

*Kibirliğin öyle üstün ki, kıskançlığımla aşamıyorum bile.

*Kalbin acıması hastalığı, mantığa sıçradığında aşk biter.

*Pembenin kırmızıya olan kırgınlığı,
Asla sarının maviye olan küskünlüğüne benzemez.

*Kendini aynada gördüğünde artık kaçma.
Kabullen ve yüzleş.




(....Bir zaman tarafımdan yazılmışlar ama hiiiç unutulmamış ufak yazılar)

3 Ekim 2008 Cuma

İşin Aslı

Aslın
da
sen
hiç
yok
sayma
mıştın
da,
onlar

öyle
görme
me
miş
ti
?

Sen
san
dın
ki
ger
çek
değil,
fak
at
ar
tık
ger
çek
oldu
haya
l
.

o
yüz
den
haya
l
kur
arken
ihtimalleri
unut
ma
.