21 Ekim 2008 Salı

ha ha aa papatyaa

Şimdi o günlere dönüp baktığımda hala aklımda o papatyalar...
Ah nerede o eski zamanlar!
Nerede o çılgınlıklarım!
Seviyorum sevmesine de bilemiyorum sadece bazen ne yapacağımı.
Kararsızlığım öldürüyor beni.
Hatta beni benden alıyor.
Buna ufacık minnacık maymun iştahımı da eklersek eyvah ki ne eyvah!
Memnuniyetsizlik mi deseeem, keyifsizlik mi desem yoksa tatminsizlik mi bilemiyorum.
Ama aklımda olan tek şey tutku!
Tutku öyle hoş öyle elde tutulmaz bir şey ki, ipini tutamadığın zaman gerçekten bulamıyorsun.
O yüzden sıkı sıkıya ümitle tutmak lazım onu.
Kaybetmemek için, gerekirse elin de kanasın ama bırakma.
Anlatmak da sanki derdime çare olmuyor, zaten ne anlatacağımı da bilmiyorum ya.
Sıkılıyorum zaman zaman.
Şöyle bi boşverip 110'a binesim var bir daha dönmemek üzere.
Yok yani döneceğim ama sanki hiç dönmeyecekmişim gibi gidesim var sadece.
Hiç işte dertsizlik mi dert yaratıyor, yoksa çok dert mi kafamı bulandırıyor kararsızım.
Sadece papatyacıklar var işte. :)

Hiç yorum yok: