3 Kasım 2008 Pazartesi

Kandırılmışım ki.

Günlerdir kendimi okuyarak harap ettiğim bir kitap "Çürümenin Kitabı" (Emil Michel Cioran), dili o kadar sert ki, doğruluğu o kadar çok yüzünüze çarpıyor ki, hafif bir acı tebessümle hatta bazen gıcık olarak okuyorsunuz. Çünkü adam gerçekten haklı. Ne palavra sıkıyor, ne boş laf söylüyor. Gerçekleri bir bir yüzünüze vuruyor. Misal:

"... İçimizdeki peygamber, bizi kendi boşluğumuzda ihya eden deli tarafımızdır... ... Vaktiyle bir "benliğim" vardı; artık sadece bir nesneyim. Yalnızlığın bütün uyuşturucularını tıka basa alıyorum; dünyanın uyuşturucuları bana benliğimi unutturamayacak kadar hafiftiler. İçimdek peygamberi öldürmüş olduğuma göre, nasıl olur da insanlar arasında hala bir yerim olabilir ki?"

veya

"...Yalnızca hatıralar. Her formülün altında bir kadavra yatmaktadır. Varlık veya nesne, mahal verdiği bahanenin altında ölür."

ya da

"... Aşkın tek işlevi, bizi bir haftalığına -ve sonsuza dek- yaralayan ölçüsüz ve acımasız Pazar öğleden sonralarına dayanmamıza yardım etmesidir."

hatta

"... Melankoli egoizmin düş halidir. ... Kendini yozlaştıranla beslenerek, kulağa hoş gelen isminin ardında, Mağlubiyet'in Kibri'ni ve Kendine Acıma'yı gizler..."

Arkadaki notaların müziği: "Air - cherry blossom girl"

1 yorum: