10 Kasım 2008 Pazartesi

Öyle. İşte.

Yeni bir iş henüz bulamamışken, yeni bir ev bulmak gerçekten şaşırtıcı oldu. Ama evim gerçekten şuanda harikulade. Bir tek halılar üzerinde düşündük durduk. Şuanda serili olan halılar pek içimize sinmedi, boğuyor ve yoruyor insanı çünkü. Ben yeni bir iş bulunca sanırım halılarımız da değişecek :) Hep derim ya ben "kader, kısmet" diye, bir yerden tutununca hayata işte öyle akıp gidiyor. Bakalım gelecek neyi getirip, neyi götürecek...

İstekler, gerçekleşenler ve vakti olanlar denizinde biraz boğuluyormuş gibi hissetsem de, tutunduğum dalların sağlam olması bunun sadece histen ibaret olduğunu kanıtlar nitelikte. Hani bazen insan bir şeyin gerçekleşmesini çok ister ya, gerçekleşince ama kıymeti düşer; ondan korkuyorum işte. Bazen olması gerekenlerin olmamasını istiyorum bu yüzden, daha çok değerlensin diye. O değerin işte uçup gitmesinden korkuyorum. Yoksa başka bir derdim yok. Zaten şuanda başka istediklerim çok değerli, çünkü gerçekleşme ihtimalleri yok. Onlara tutunup kendime hayaller kuruyorum ufak.

Neyse işte bu hafta Tige projesi data girişi olayımı da hallettikten sonra part-time iş vakalarına hızla yön vermem gerekiyor, ne de olsa evim bağdat'a pek yakın, orda illaki bir ş bulurum düşüncsiyle yola çıkarak bir günümü o caddedeki tüm mağazalara ayıracağım "noluuur beni işe alın yalvarırım" diye. (ah yine mübalaaa :p)

Hadi size iyi günleeeeeeeer...

**cheer me up, when you see me, i need it.

Ne kadar gıcık bir yazı yazmış olduğumun aslında içten içe farkındayım ama farkında değilmişim gibi yapacağım, korkularım başımın üstünde yeri olmadığı halde benimle beraberler ve gitmekte pek niyetleri de yok, tamamiyle özel hayatımı buraya yansıtmak niyetinde de değilim ama anlatmaya ihtiyacım var, en azından okuyan var ümidiyle.

Hiç yorum yok: